Evet tam olarak bugün 30.03.2023 ve ben boyumdan büyük bir işe kalkışmak istiyorum. Şu anda bir kitap yazıyor olmak beni çok heyecanlandırıyor. Hep bir kitap yazmak istemiştim ve o kitabın konusunu bulmuş olmaktan mutluyum.
Kitabımızın adı bir narsistin terapi günlüğü olacak ve bir narsist olarak bu kitap tabi ki de benimle ilgili olacak. Siz değerli okuyucularım okuyacaksınız ve umarım bu kitaptan ben yazarken, siz okurken çok büyük keyif alacaksınız.
Son olarak da bu kitap umarım çok güzel şeylere sebep olacak. Ben bir insanım ve kendi çapında bir narsist... Bu maceranın başta narsist kardeşlerime sonrasında da onlarla uğraşan tüm insanlığa iyi gelmesini diliyorum.
Biliyorum, onlarla uğraşması zor... nerden mi biliyorum? kendimden...
Hazırsanız başlayalım!
-
Bugün gerçekten güzel bir gün. Hayatımda neler mi oluyor? Belki bu kimsenin umurunda değil belki de sadece merak ettiğiniz için bu yazıyı okuyorsunuz. Kim bilir?
Şuan içimde inanılmaz keyifli bir enerji var. Narsist olduğuma hiç bu kadar sevinmemiştim ve yaşadığım her şeyi burada anlatasım var. Uzun zaman önce Gülseren Budayıcıoğlu kitaplarına merak saldım büyük bir keyifle okudum. O kitaplar bana inanılmaz duygular yaşattı. Bazen üzüldüm, bazen çok eğlendim o kitaplarla. Duygularımı fark ettim belki de o zaman fark ettim hayatın duygularla daha renkli olduğunu. İnsan bazen hissettiği anda duygularını olduğu gibi ifade edemiyor. O zaman hissettiğin duyguları belki yıllar sonra ifade edebiliyorum. Şu konuda gerçekten eminim, hayat bir tablo olsa duygular renkler olurdu ve hayatından renkleri çıkartan arkadaşlara sesleniyorum. Bu tablo her rengiyle çok güzel. Ağaç yeşilken, deniz maviyken, gül kırmızıyken... ve insan duygularıyla güzel.
Evet ne diyorduk, bir terapistin seanslarını anlattığı kitaplarda, insanların etik kısmına takıldığını fark ettim. Etik mi? Bence danışanın haberi ve rızası dahilinde olduğu sürece konu yeterince etik ama olayı teknik anlamda incelediğimizde etik değil sonucu çıkabilir o kadar teknik bilgiye sahip değilim ve ilgilenmiyorum. Ben o kitaplar içerisindeki renklerle ilgileniyorum, o renkler bana temas etti ve bana bulaşan renkleri bende elimden geldiğince başkalarına bulaştırmaya çalıştım. Eee sonunda ne mi oldu? Hayatımız renklendi fena mı oldu?
Bugün burada toplanmamızın sebebi, bir terapistin elinden çıkan kitapları okuduk ve çok keyif aldık peki bir danışanın gözünden bakmaya hazır mıyız? Altı ile dokuzu farklı yapan tek şey bakış açısıdır, bazen yan yana gelip altının uç kısmındaki yamukluğu tartışabilecek kadar anlayışlı olmamızı diliyorum.
Hayatın bize yapboz parçaları ve onlar için kusursuz yuvalar verdiğine inanıyorum. Hepimiz farklı yapboz parçalarına sahibiz. Farklı renklerde farklı şekillerde... Kimi zaman o parça yuvaya hazırlanmak için kırılıyor, kimi zaman biz ters takmaya çalışıyoruz... kim bilir belki de bazen elimizdeki yapboz parçasını ters çevirmemiz, belki de büyük resmi ters çevirmemiz gerekir o kusursuz uyumu görebilmek için. Hem ne demiş Şems-i Tebrizi "Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nerden biliyorsun hayatın altının üstünden güzel olmayacağını"
Hayata katkısı olması dileğimle, BİR NARSİSTİN TERAPİ GÜNLÜĞÜ' ne hoş geldiniz!