Bazı şeylere cevap ararken buluyor insan kendini. Sorduğu soruların altında kendinden bir parça bulacakmış gibi araştırıyor o soruları. Yeni sorumuz neden yazmak?
Yazmak benim için kutsal bir yerde. Kimine göre yazmanın şifalı bir tarafı var. Hak veriyorum bana iyi geliyor. Ama bazen yazmamın sebebi içimde bir keşfe çıkmak gibi hissediyorum. Bazen benim bile farkında olmadığım duygu düşünceleri yazarken dışarı çıkartabiliyor insan. Bunu kazı yapıp değerli maden çıkartmaya benzetiyorum. Herkesin kendi derinlerinde yolculuk yapmak için bir yöntemi vardır. Benimki de yazmak belki de.
Bazen yazmayı yakıştıramıyorum kendime. Kibar buluyorum. yargılıyorum belki de yazmayı. Kibar insanlar yapar bu işi diyorum. Popüler olmadığı için layık görmüyorum belki de kendime. Alkış almayacağından korkuyorum. Havalı olmamasından korkuyorum. Belki de dışardan bakıyorum kendime ve o dışardan bakan gözlerle özümü yargılıyorum. Özümü kabul edemiyorum belki de. Kim bilir özümden daha fazlasını bekliyorum. Kabullenemiyorum...
Yazmayı başlarda piyano çalmaya benzetirdim. Kulağımda bir müzik, klavyenin tuşları üzerinde gezinmenin hazzını yaşardım. Hep piyano çalmak istemiştim. O isteğimi bu şekilde gerçekleştiriyorum belki de.
Dokunsalım biraz, kılavyenin tuşlarına dokunduğum da aldığım hazzı anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum. Bir ara kılavyenin tuşlarına rastgele basıp kelimelerle resim yapıyorum sanardım. O resmin diğer insanlar tarafından anlaşılması benim için ne kadar önemliydi bilmiyorum. Belki de sadece içimi döküyorum.
Yazmaya olan tutkumu, ergenlik zamanlarında fark ettim belki de. Bir ergenin karşı cinsi etkileme çabasında saklıydı. Yüksek duygular yaşayan bir ergen hayal et. Karşısındaki kadına dokunmak istiyor ama başaramıyor. Elindeki tek araç yazmak. Yazarak dokunuyor ona. Karşıyı etkilemek için yazıyı içindeki yüksek enerjiyle birleştiriyor. Ve sonunda tatmin oluyor.
Neden tatmin oluyor?
Belki içindeki enerjiyi boşaltabildiği için, belki karşıyı etkileyebilidiği için... konunun içine birazda narsisizm girince bu gerçekten içinden çıkılamaz bir hal alıyor.
Bilmiyorum neden yazmak.
Belki iç dünyam ve dış dünyam arasında güzel bir araç oluğu için yazmak.
Belki bunu yapabildiğim için yazmak.
Belki dokunmak için yazmak.
Belki sadece görülebilmek için...
Bazen kafa karıştımak için, bazen kafamı toparlamak için yazmak.
Bazen sevgiyi paylaşmak için, bazen öfkeyi kusmak için yazmak.
Bazen toplum için, bazen kendim için yazmak.
Bazen yazmış olmak için ama en güzeli sebepsizce yazmak.